Diriliş Neslinin Amentüsü; Sezai Karakoç okumaya yeni başlayacaklar için iyi bir öneri olabilecek bir kitaptır. "Kendimin bir diriliş eri olduğuma inanıyorum" diyerek başlar yazar. Diriliş nedir? Diriliş eri nedir? Amentü nedir? ve Diriliş Neslinin Amentüsü ne demektir? sorularını cevaplar.
Kitap 68 sayfadan oluşuyor. Dirilişin, diriliş neslinin yol haritasını çiziyor. Kitabı okurken; Sezai Karakoç'un gerçekten bir davası olduğunu ve bunun için büyük bir çaba sarf ettiğini anlıyorsunuz.
Beni etkileyen birkaç satır üzerine yazmak istiyorum:
Evet, inancıma göre, müslüman, inanmış kişi daima çağdaş olmalı. Ama neyle çağdaş olmalı? Başkalarıyla çağdaş olmak değil, burada kastettiğimiz çağdaşlık, kendi kendisiyle çağdaş olmalı. İdeal islamla çağdaş olmaya çalışmalı sürekli olarak.
Hakikat müminin kaybolmuş malıdır, nerede bulursa alır.
Manevi yapıyı inkar edenler veya gereğinden fazla darlaştıranlar bir gün materyalizme saplanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır.
Çağımızda cihadın sadece cephede savaşmak olmadığını bilecektir diriliş eri. Ekonomi ve kültür savaşları da cihadın zaruri bölümleri ve kesimleridir. Peygamberlerin ve velilerin aynı zamanda çok defa meslek pirleri olduğunu bilen ve bu geleneğin özüne inen diriliş erleri, erenleri ve pirlerinin de islamın yeniden diriliş toplumunu kurarken ekonomi ve kültüre hayatlarını adayan kahramanlar olacağı açık bir gerçektir.
Her müslüman önce kendi iç dünyasında müslüman olmalı fakat ondan ayrılmaz bir şekilde toplum içinde ve toplum halinde de müslüman olmayı şart olarak idrak etmeli. Ve nihayet bu psikolojik ve toplumsal muhtevaya mutlak tarih şuurunu da eklemeli. Ancak bu şartla müslümanlığı temel anlamda eksiksiz bir bütünlüğe kavuşmuş olur.
Sevgilerimle,
Kuklanız!
Yalova, kardeşim bu bölgeye atandığından beri zaman zaman geldiğim bir şehir oldu. Yine de çok sık ziyaret etmiyorum. Çünkü bana biraz sönük geliyordu bu zamana kadar. Tam olarak "haydi kafa dinleyelim" şehri olduğu için bu sene büyük bir istekle gitmeye karar verdim.
 |
Bizde yeşil zeytinlerimizi topladık ve kırma zeytin yaptık
|
Kardeşim Armutlu'da köyde yaşıyor. O yüzden geldiğimizde yerli halkla daha çok iletişimde oluyoruz. Bu durum beni memnun ediyor. Kendini hiç yalnız hissetmiyorsun. Anadolu insanı her zaman sana yardım etme gayretinde oluyor ve hiç boş zamanları olmuyor. Ya salça yapıyorlar ya zeytin topluyorlar. Köy hayatı onlara sıkıcı değil ama bize çok sıkıcı geliyor. Armutlu merkezde her cumartesi, pazar kuruluyor. Armutlu Kaymakamlığının hemen yanında Armutlu Pazar Yeri var. Taze ürünler buluyorsunuz. Yazlıkçı mekanı olduğu için tabak çanakta satılıyor.
 |
Köy hayatımızdan bir görüntü |
Armutlu'nun en hareketli yeri İhlas Armutlu Tatil Köyü ve Armutlu İskele. Armutlu İskele de sahil boyunca uzanan birkaç çay kahve mekanı var. Bu kafeler de oturup denizi seyre dalmak beni çok memnun ve mutlu ediyor. İhlas ise bölgenin şifalı suyundan faydalanmak için gelenlerin uğrak mekanı. Tatil köyünün içinde yok yok. Küçük bir avm bile yapmışlar. Tatil köyünün iskelesine BUDO ve İDO uğradığı için ulaşımda çok kolay oluyor.
Armutlu ilçesinin artı yönleriyse; Armutlu'nun İstanbul'a yakın olması, az insan yaşaması, araba trafiği olmaması ve sakin olması.
Armutlu ilçesinin eksi yönleriyse; İlçenin az gelişmiş olması. Kültür sanat faaliyetleri yok denilebilir. Bölgeyi yalnızca İhlas Armutlu Tatil Köyü hareketlendiriyor. Bu yönüyle büyük şehirde yaşamış insanları biraz sıkabilir.
Bu sene İstanbul'da gerçekten çok sıkıldım. Kafayı yemek üzereydim diyebilirim. Bu yüzden Yalova'ya gitmek beni çok huzurlu hissettirdi. İstanbul'a geldiğimde artık gençleşmiş hissediyordum. Bu kadar mı fark eder :)
Hazine Bey, bu sene birçok şehir gezdi ama beni hiçbir yere götürmedi. O yüzden kendisine çok öfkeliyim. Bende bu sebeple kendim gezmeye karar verdim.
Son olarak Armutlu'da çektiğim fotoğrafları sizinle paylaşarak yazımı sonlandırıyorum.
Sevgilerimle,
Kuklanız!