MEHMET AKİF'İN KABİR ARKADAŞI "BABANZADE AHMED NAİM" KİMDİR?

 


İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un Edirnekapı Şehitlik'de bulunan kabrini ziyaret edenlerin, muhakkak gözlerine Babanzade Ahmed Naim'in kabri çarpmıştır.

Peki  kimdir bu adam? Akif'in alelade bir kabir komşusu mudur? 

Babanzade Ahmed Naim;

Mütefekkir*

Felsefe grubu dersleri müderrisi**

Mütercim***

Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunudur.

Öğrencilik yıllarında çalışkan, terbiyeli ve mazbut bir yaşam tarzıyla tanınır ve lise yıllarında dahi tavizsiz dini yaşantısıyla dikkat çeker. Arap ve Fas dilleriyle birlikte Fransızcayı da iyi bir şekilde öğrenir. Böylelikle doğu ve batı kültürünü yakinen takip eder. 

Öğrencileri için Arapça gramer ve alıştırma kitabı yazar, bunun yanı sıra hadis tercüme, milliyetçilik, kadının konumu, fıkıh/hukuk usulüne dair yazılar yayınlar.

Darulfünun Felsefe grubu derslerinin hocalığını üstlenir. Fransızca olan yeni felsefe terimlerin Osmanlıca'ya aktarımı konusunda ciddi bir mesai harcar.

Lisan incelemeleriyle ilgili çalışmalar yapar. Çeşitli devlet kurumlarında önemli görevler üstlenir. 

Üniversite reformuna kadar aralıksız bir şekilde Darulfünun'da müderrisliği sürdürür. Üniversite reformu çerçevesinde İstanbul Üniversitesi bünyesinden ideolojik bir tasfiyeyle birçok arkadaşı gibi kadro harici bırakılır.

Tasfiye yapılırken hocaların ilmi kişiliğinden ziyade inkılapların savunucusu olması kıstas kabul edilmiştir. Dolayısıyla Ahmed Naim'in açığa alınmasında muhalif kişiliği de önemli bir unsurdur. Ayrıca bu süreçte Nazi baskısından kaçan Alman asıllı bilim adamları da üniversitede istihdam edilmiştir.

Profesörlük görevinden uzaklaştırılmasının ardından "Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi'ne ağırlık verir.

13 Ağustos 1934 tarihinde İstanbul'un Vefa semtinde ve Vefa Karakolu karşısında bulunan evinde pazartesi günü öğle namazının ikinci rekatında secdede rahmet-i Rahman'a kavuşur. Vefatından önce tercüme ettiği son hadis, hasta namazına dair bir hadistir.

Nurlar içinde yatsın.

14 Ağustos 1934 de Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Edirnekapı mezarlığına defnedilir.

Mehmet Akif Ersoy, merhumun arkasından; 

Naim'in vefat haberi üzerime dağ gibi yıkıldı, hanümanım(evim barkım) yıkıldı da altında kaldım gibi oldum
 diyerek üzüntüsünü dile getirmiştir.

Ahmed Naim, Mehmet Akif'le yan yana defnedilmeyi vasiyet etmiştir. Ondan iki yıl sonra vefat eden Akif, onun yanına defnedilir.

Mehmet Akif'in Kur'an-ı Kerim tercümesinden vazgeçmesi üzerine hem tercümenin hem de tefsirin yapılmasını kabul ederek dokuz ciltlik Hak Dili Kur'an Dili adlı devasa tefsiri yazmış olan Elmalılı M. Hamdi Yazır, Ahmed Naim vefat ettiği zaman ağlayarak şu sözleri söylemiştir:


Her ne zaman bir kelimede tereddüde düşsem ona sorar, tereddüdümü giderirdim. Tercümede benim için danışılacak biricik alim Ahmed Naim'di. Naim'in bilgisi ele geçmez bir hazine, ilmi ve fazlı ise büyük bir define idi. O gidince pek sarsıldım, adeta can evimden vuruldum.

Babanzade Ahmed Naim'i 2 ay önce tanıdım ve daha önce tanımayışımın derin üzüntüsünü yaşamaktayım. 


*Mütefekkir: Düşünür

**Müderris: Muallim, İlim talebelerine ders veren, profesör

***Mütercim: Tercüman



Sevgilerimle.

Kuklanız!

0 comments

Fikirlerinizi önemsiyorum,
Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın :)