KALEM KUKLASI

kalemin kuklası olmuş bir yazar

ANASAYFA
KİTAP
GEZİ
KEDİ
KORE DİZİ
ANİME&MANGA
DERİN MEVZULAR
KALEMİMDEN
SATIŞ
- İKİNCİ EL
  - KİTAP
  - GİYİM
  - KOZMETİK
İLETİŞİM

Merhabalar,

Uzun zamandır anime yayını yapmayan Kukla yapmışlar. Ben de spor animesi pek sevmem bu yüzden Konuk Yazarım demeye bin şahit istenilen en bir sevdiğim insan, sizler için "En İyi 10 Spor Animesi" yayını hazırladı. Sözü fazla uzatmadan, kürsüyü "asil" yazarıma bırakıyorum.

9-Captain Tsubasa/1981-1988

Tam anlamıyla dünyaya bakışımı değiştirmiş animedir. Bir köşe başında "Bana yan mı baktın sen hayırdır?" diyen serseri görürseniz ses etmeyin, üzmeyin o masum çocukları. İşte onlar mutlaka hayatlarının bir döneminde Tsubasa izlemiştir. Sabah 6' da kalkardık tabi daha gün ağarmamış. O uyku mahmurluğuyla Tsubasa'nın pası kime attığını görebilmek için kafayı istemsiz topa doğru çevirirdik. Ne güzel günlerdi be...

Neyse konumuza geri dönecek olursak; Japonlarda futbol kültürünün gelişmesinde Tsubasa animesi önemli bir yere sahiptir.

Tsubasa'nın tek kötü tarafı, topun nerede olduğunu bilmemesiydi. Biz zannediyorduk ki adam orta sahadan kaleye gol attı. Sonra anladık kale yakınındaymış...

Bu aralar ben;

Demir atmak istediğim ıslak limanlardaki lodostan dolayı kıyıya yanaşamayan bir gemiyim. Limana varmak istiyorum ama bir yandan da limanın güvenilirliğinden şüphe duyuyorum çünkü ıslak kimi zaman karanlık.

Lodos diniyor bazen. Tam ortalık sakin şimdi vaktidir dediğimde her yerin mayın döşeli olduğu bilgisi yayılıyor kulaktan kulağa. Şimdi bu haberi verene dua mı etmeli, teşekkür mü etmeli?

Ben bunu bana söyledi diye kızdım, kızmalıyım da. Siyah silüetin hakiye dönüşmesine izin verilmiyor, boğuluyorum. Sahiden boğulmak istiyorum. Nokta gibi kalayım hiç vasfım olmasın dediğimde, noktanın ne değer mahiyet ettiğini hatırlıyorum. O zaman yanlış dua ettiğimi sezinliyorum. Lakin geç, çok geç...

Sonra aklıma geliyor Bakara Suresi 286. ayet

"Allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez."

Merhabalar,

Ben buralarda yokken arkadaşlarım “Haftanın Blogu” Etkinliği başlatmışlar, çok fırsat bulamayıp ara verdiğim süre zarfında takip edememiştim. Geri dönünce çok sevdiğim Gözdeciğimin beni "Haftanın Blogu" seçtiğini gördüm.

Büyük bir şaşkınlıkla açtım, yazıyı görür görmez çok farklı duygular hissettim. Aslında sadece paylaştıklarından tanıdığınız biri için özel biri olmak nasıl değerli anlatamam, anlatamıyorum. Çok duygulandım.

Merhaba arkadaşlar,

Yakın bir zamanda okumuş olduğum bu kitaba blogumda yer vermek istedim. Recaizade Mahmud Ekrem’in Araba Sevdası romanı.

Öncelikle isminden olsa gerek Araba Sevdası deyince gösterişli ve şık bir araba bekliyor insan(hala gülüyorum buna).

Fayton efendim, fayton...

Merhaba Sevgili Blogger Dostlarım,

Uzun zamandır yoktum ve geri dönüşümü en sevdiğim blogger ablalarımdan Sevda Ablam'ın
mimi ile yapmak istedim. Yazımın sonlarına doğru mimlediklerimi yazdım ama yapmak isteyenler lütfen çekinmesin :)

Lafı fazla uzatmadan başlayalım o vakit.

Çok yazasım geliyor bu ara.
Ama artık düşüncelerimi de yazmaya karar verdim.
Bu yüzden hiçbir şey yazamıyorsam duygularımı paylaşacağım sizlerle.
Eski halime döndüm sayılır.
İnşallah daha iyi olacağım.
Paylaşmak güzel şey.
Saçmalarsam garipsemeyiniz
Sevgilerle...