Merhaba Kore severler,
Biliyoruz ki drama deyince akla Güney Kore gelir. Size yakın
dönemde izlediğim ve çok beğendiğim bir dramayı tanıtacağım : Nice Guy.
Tırnaklarınızı yiyeceğiniz bir konusu var. Bu
da mı gol değil be derken buldum kendimi.
Karakterleri tanıtacak olursak;
Esas Oğlan, Nice Guy dediğimiz ruhsuz görülen ve
gülümseyince dünyaların bizim olacağı bir arkadaş, arkadaşımız Kang Ma Roo.
Animenin ilk 6 bölümünü izlediğimde hikaye durağan geldiği için bırakmaya yeltendiğimi söylesem yanlış olmaz. Tam bıraktım, bırakacağım derken, bir şans daha vermek istedim ve 7. bölümden sonra hikaye hareketlenmeye başladı. İçinde arkadaşlık, dostluk, saflık, içtenlik ve kavuşamama duygularını barındırıyor. Ayrıca romantik komedi havasında. Komik anlarda çizimler çok iyi tasvir edilmiş.
Genelde Batı mı Doğu mu diye soranlara, Doğu diye cevap
veririm. Hatta böyle derken kendimi daha ayrıcalıklı hissettiğim olur. Herkes
bir noktaya odaklanırken, senin diğer tarafa bakman bir ayrıcalıktır. Çünkü
güneş doğudan doğar.
Hep Uzak Doğu ülkelerine, kültürüne, insanına ilgi
duymuşumdur. Bu yüzden Kore Dizisi,
Japon Animesi izlerim.
Sürekli olarak takip ettiğim tek Amerikan dizisi
Supernatural’dı bugüne kadar.
Sonra Lost yapımcılarının elinden çıkmış bir dizi olan Once Upon A Time
’i izlemeye başladım. Bir diziden daha fazlasını verdi bana. Bir
bölüm izledikten sonra, arkası sırayla gelen bir dizi olduğunu tüm
içtenliğimle söyleyebilirim.
Aslında bu dizinin konusu:
Yeni tanıtımını yapacağım seri, çoğu anime severin bilmediği(en azından Türk Anime severler için) La Storia Della Arcana Famiglia. Kısaca Arcana Famiglia diyelim. “Uzun adını yazmamım sebebi internet ortamında aramanızı kolaylaştırmak ve serinin Orijinal adını bilmenizi istediğimdendir” dersem sakın inanmayın. İtalyanca biliyormuşum gibi size aktarmak istediğimdendir
Ohayo minna-san !
Merhaba arkadaşlar, yine ortalıkta hangi animeyi izlesem
diye dolanırken, önceden mutlaka izliycem dediğim ama bir türlü fırsatını
bulamadığım bir animeyle kesişti yolumuz. Tabii ki Skip Beat’ten bahsediyorum.
Anime 25 bölüm...
Normalde çok sıkılan bir insan olarak, anime ne kadar güzel
olsa da yavaş yavaş ilerlemeye çalışırım hep. Ama inanılmaz bir şey oldu.
Animenin 1. Bölümünü açmamla, diğer bölümleri büyük bir iştahla izlemem; beni hem
keyiflendirdi, bir o kadar da şaşırttı. Final bölümü havada kalıyor. İkinci
sezonu olaymış iyiymiş diyor insan.
Birde 10 senedir devam eden bir mangası
var. Haliyle arkadaşlar, anime bitince mangaya sürükleniyorsunuz. Ancak benim
fikrim şu ki, animemizin oyunculukla ilgili bir hikayesi olduğu için, animeye
çevrilirken karakterler mükemmel yansıtılmış. Manga da pek bu tadı alamadım.
Genelde mangaları,
animelerden daha çok beğenirim, ama bu sefer tercihimi animeden yana
kullanıyorum. Manga çizimlerini yeterli bulmadım.
Hikayeye gelmek istiyorum ufaktan…
Animemizde 3 ana karakter göze çarpıyor ;
Merhaba arkadaşlar,
Bu haftaya kaşla göz arasında bir manga sığdırdım. Sadece mangası var animesi bulunmuyor, ayrıca 2013 yılında filmi çekilmiş. 46 bölümü Türkçe yayınlanmış bir manga, hala çevirisine devam
ediliyor.
L-DK'yi en çok okunan
mangalar arasında buldum. Bu kadar okuyanı varsa bir bildikleri
vardır; iyidir, hoştur diye düşünerek bir umutlarla başladım ki sormayın.
İstanbul Üniversitesi'nde öğretim üyesi Alman asıllı Prof. Neumark ile bir kısım talebesi Boğaziçi'nde geziye çıkar. Talebelerden biri Prof. Neumark'a su soruyu sorar:
- Avrupa bizi neden sevmez hocam ? Prof. Neumark su cevabı verir:
- Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince:
1. Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama faraza
laik şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya
devam eder.
2. Sizler farkında değilsiniz ama, onlar su gerçeğin farkındadırlar: Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3. Avrupa'nın pazarı idiniz. Simdi Avrupayı pazar yapmaya başladınız.
4. En az 400 yıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5. Selçuklular Anadoluyu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.
6. Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce ahlaki değerlerinizi yıpratmaya başladılar, giyiminizden yaşantınıza kadar sonra kendi içinizde sizi bölmeye başladılar A-B-C-D gibi...
7. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi, Kaldı ki Vahhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Bati her yerde İslamiyeti, sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-i Saadet'i devam ettirdi.
Ben Türkiye'ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı, simdi 19 üniversite var. (O tarihte öyle idi simdi ise çok daha fazla.) Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı tarihinize bakin her medresede bilim eğitimi vardı ilk denizaltını Osmanlının yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuzdur belki de ama Avrupa bunu biliyor .
Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama sizde bunun olması bu şartlarda çok zor.
Yine sizler, Avrupa'nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız...
-alıntıdır-
Ao Haru Ride
Merhaba arkadaşlar,
Epey bir zamandır yazamadım. Aslında yazamadığımdan değil,
yazmadığımdan(!) Üşengeçliğin dibini yaşadım ama manga ve drama yazılarımla
yine karşınızdayım. Blog tasarımımda da inanılmaz bir değişikliği gittim. Beğenmişsinizdir
umarım.
Neyse biz konumuza geri dönecek olursak; bugün Ao Haru Ride
animesini tanıtmaya karar verdim. Bence bu shoujo animenin büyülü bir hikayesi
var. Forumlara da bakacak olursanız, romantik anime deyince akla ilk gelen
animelerden biri olduğunu anlayacaksınız. Shoujo sevmeyen insanların bile
izlediği bir animemizdir kendisi…
HAKKIMDA
İzleyiciler
POPÜLER YAYINLAR
KATEGORİLER
- anime&manga 23
- Derin Mevzular 34
- Kalemimden 47
- Kediler 2
- Kitap 64
- Kore Dizi 29
- Tarif 1